2010 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI
İLE
2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU
TASARISI
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI
BAŞKAN; Mustafa AÇIKALIN (Sivas)
BAŞKAN VEKİLİ; Recai BERBER (Manisa)
SÖZCÜ; Hasan Fehmi KİNAY (Kütahya)
KATİP; Süreyya Sadi BİLGİÇ (Isparta)
——0——
19.11.2009
İÇİNDEKİLER
-Devlet Planlama Teşkilatı
-Türkiye İstatistik Kurumu
-GAP
-Hazine Müsteşarlığı
-BBDK
-Sermaye Piyasasi Kurumu
-TAPDK
BAŞKAN – Sayın Badak buyurun,
SADIK BADAK (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan,
Sayın Başbakan Yardımcımız, Sayın Devlet Bakanımız, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, bakanlıkların değerli bürokratları, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Tabii ki eleştirilerin yararlanacak pek çok yanı var. Eminim bunlardan azami ölçüde yararlanılıyor. Biz de istifade ediyoruz ama haklı olmayan taraflarını da dile getirmemek bir haksızlık olabilir diye düşünüyorum. Zaman zaman muhalefete mensup bazı değerli milletvekilleri eleştirirken –tabii eleştirilecek halı olarak, muhalefetin görevi ve sorumluluğu o- ama ölçeği veya çıtayı çok yüksek tutmaktalar. Bunlardan bir tanesi, Sayın Hamzaçebi IMF gibi belirleyici bir çıpaya dayanmamayı 2010 bütçesi için bir zayıflık olarak değerlendirdi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Hayır, hayır öyle bir değerlendirmem yok.
SADIK BADAK (Devamla) – Tutanaklara bakarsanız aynen öyle ifade ettiniz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – “Hükümet IMF çıpasıyla gelmiştir. Şimdi o da yok.” Diyorum. Yani niye IMF yok anlamında bir değerlendirmem yok.
SADIK BADAK (Devamla) – Peki, o zaman teşekkür ediyorsunuz hükümete. Bunu olumlu bir değerlendirme olarak görüyorum.
GÜROL ERGİN (Muğla) – Yine ters anladın.
BAŞKAN – Sayın Badak, siz değerlendirmenizi yapın, polemiğe gerek yok.
SADIK BADAK (Devamla) – Yine bunun bir başka taraftan ifadeniz; Efendim Hükümetin İşsizlik Fonundaki kaynakların nemasının bir kısmının ana yatırımlara, sulama yatırımlarına aktarmasını eleştiriyorsunuz. Bazı arkadaşlar da bu yatırımlara yeterli kaynak aktarılmadığını ifade ediyorlar.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Badak, bugünkü konuşmamda öyle bir ifadem yok. O ayrı bir tartışma.
SADIK BADAK (Devamla) – Bunu sizin için söylemiyorum. Bazı muhalefet arkadaşların….
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Ben bugün gelir tarafını….
SADIK BADAK (Devamla) – Değerli arkadaşlar, genellikle bugün yahut geçmiş bütçelerde bazı arkadaşlarımız….
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Ayrıca eleştiri konusu yapmış olabilirim ama burada öyle bir şey yapmadım.
SADIK BADAK (Devamla) – ….bu nemaların bir kısmının ana yatırımlara aktarılmasını eleştiriyor, bazı arkadaşlar da bu yatırımlara yeterli kaynak aktarılmadığını ifade ediyor.
ESFENDER KORKMAZ (İstanbul) – İşçinin parasıyla değil de vergi gelirleriyle finanse edin.
BAŞKAN – Sayın Hocam, siz görüşlerinizi söylediniz, arkadaşlarımız da söylesin, sonuçta Sayın Bakanlığımızda gereken cevabı verir.
SADIK BADAK (Devamla) – Değerli Hocam, ciddi bir bütçe, ciddi bir kaynak bırakıldı da bu hükümet iktidara geldiğinde veya AK PARTİ iktidara geldiğinde uyguladığı politikalarla birikmiş olan kaynakları çarçur ettiyse söylediğinizde haklısınız. Ülkemizin yapısal problemlerini, özellikle nüfusun artmaya başladığı yıllardan itibaren, 1960’lı yıllardan itibaren meydana gelen yapısal problemlerini göz önünde tutmadan, sadece bu yılı, sadece son birkaç yılı göz önünde tutarak eleştirmek bu bakımdan, para politikalarını eleştirmek, yatırım politikalarını eleştirmek kanaatimce çok haklı olmaz. Ülkemizin yapısal problemlerinin sebeplerini hepimiz biliyoruz. Burada bulunan, bu salonda bulunan hiç kimse bireysel olarak bundan sorumlu değil ama yüzlerce kalem hepimizi etkileyen sonuçlar oldu. İşte son derece müşahhas bir örnek; Hepimiz hava alanına gidiyoruz. O yolda önceki yıllarda giderken gördüğümüz o gecekonduları kim meydana getirdi? Başka bir ülkenin yönetimi yaratmadı. Bizim ülkemizi yöneten insanlar bunlara göz yumdu. Bunu bütün Türkiye’ye uyarladığımız zaman, İstanbul’u bu derece o gecekondu mahallelerini oluşturan 60’lı, 70’li, 80’li yıllardaki yetersiz yönetim değil mi? Bütün bunlar ülkenin kara deliklerini oluşturan birer unsur değil mi? Ülkemizin o kara deliklerinin nasıl meydana geldiğini hepimiz biliyoruz.
Şimdi, bütün bunları değerlendirmeden, sadece bugünkü global kriz içerisinde ülkemizin ekonomik durumunu değerlendirirsek haklı olmayan eleştiriler yapmış olabiliriz. Bunu dikkatinize sunmak istiyorum.
Ben kanaatimce hükümetimizin, gerek bundan önceki yıllarda gerekse dünyayı yakıp kavurmakta olan şu ekonomik krizde, ülkemizin bütün kıt kaynaklarına rağmen ekonomiyi so derece dikkatli yönetmekte olduğu kanaatindeyim; almakta olduğu tedbirlerin, psikolojik taraflarıyla beraber yerinde olduğu kanaatindeyim. Bu ortama rağmen yatırımları arttırabilmiş olmasını da bir başarı olarak görüyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun, iki dakika…
SADIK BADAK (Devamla) – Beş dakika rica ediyorum.
Sayın Başkan, Değerli arkadaşlar, planlamanın amaçlarına ulaşmada yerel dinamiklerin önemini Sayın Bakanımız ifade etti, bunu son derece destekliyoruz. Bu amaçla kurulan Kalkınma Ajanslarının da başarılı olacağına inanıyoruz. Kalkınma Ajanslarının 2010 yılında 600 milyon lira civarında bir kaynağa sahip olacağını memnuniyetle görüyoruz. Bu on yılda 6 milyar gibi ciddi bir rakam eder. Kalkınma Ajanslarının böyle ciddi bir kaynakla beraber gayet nitelikli personele de sahip olacağı düşünülürse bu ajanslara verilecek sosyoekonomik planlamadaki yetki ve sorumluluğun biraz daha arttırılmasını değerlendirmenize sunmak istiyorum. Özellikle yeniden yaratılamayan toprak ve suyun kullanılması, hatta öncelikle planlanması bakımından havzalarda, kalkınma ajanslarına rol verilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyim.
Yeni kurulan kırk bir devlet Üniversitemiz de… Ülkemizde yükseköğretim kurumu sayısı bir hayli arttı. Bu son derece memnuniyet verici. Çağdaş toplumlarda en az 250 bin nüfusa 1 üniversite düşmesi icap ediyor. Ülkemizin bu hedef doğrultusunda önemli bir mesafe aldığını böylece görmekteyiz. Bu kırk bir Üniversiteyle beraber vakıf üniversitelerinin de ülkemizde çağ nüfusunun giderek istenen oranda üniversal eğitime kavuşmasında önemli bir rol oynayacağını biliyoruz.
Şu hususa dikkat çekmek istiyorum. Özellikle Devlet üniversitelerimiz arazi tahsisi esnasında, biraz da gelecekte büyümeyi ümit ederek maksadı aşan arazi taleplerinde bulunabiliyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Devam edin buyurun.
SADIK BADAK (Devamla) – Bin dekar, iki bin dekar, 3 bin, 5 bin dekar gibi, bunun örnekleri var. Halbuki bilimsel eğitimin derinliği arazi büyüklüğüyle doğru orantılı değil. Dünyada pek çok ilk 5002e giren üniversitenin çok daha mütevazi kampuslarda eğitim yaptığını biliyoruz. Büyük arazilerin özellikle yeni illerimizde büyük bir kaynak israfına da sebep olacağını ilerleyen yıllarda onların sadece etrafının çevrilmesi, güvenliği, işletme giderlerinin yüksek olacağı göz önünde tutularak bu konuda değerlendirmenin fayda maliyet açısından yapılacağının ümit etmek istiyorum.
Efendim yine dikkate sunmak istediğim bir husus, son kırk yılda ülkemizde çeşitli bildiğimiz sebeplerle ciddi bir iç göç meydana geldi. Bu iç göç sonucunda pek çok yerleşim birimimizin nüfus azalırken pek çok yerleşim birimimizin nüfusu arttı. Ben küçük bir çalışma yaptım. Nüfusu 5 binin altına düşen ilçelerimizin kaymakamlık birimlerimizin sayısı iki yüz altmış. İki yüz altmiı ilçemizin nüfusu 5 binin altına düşmüş. Buna karşılık elli altı ilçemizin nüfusu 50 binin üzerine çıkmış. İlçe yönetiminde baz alınan 20 bin nüfusu değerlendirecek olursak 20 bin nüfusun üzerine çıkan kaymakamlığın sayısı belki üçyüzü bulmuş olacaktır. Yine illerimizden on tanesinin nüfusu 50 binin altına inmiş.
Bu çerçevede kaymakamlıkların bir kısmı ilgilenmesi gereken yeterli proje bulamazken pek çok ilçemiz kaymakamlıkla yönetilmek zorunda kaldığından büyük bir problem, kadro problemi çekmekte.
Ülkemizin 2023 projeksiyonu içerisinde bu konunun, kaymakamlıkların, idari birimlerin masaya yatırılması gerektiği kanaatindeyim. Tabii bu çerçevede, bu yeni oluşan nüfus bölgelerinde yatırım teşviklerinin de il bazında değil ilçe bazında değerlendirilmesinin daha verimli olacağı kanaatindeyim. Önümüzdeki dönemdeki çalışmalarda bu yönde çalışma yapılmasının verimliliği arttıracağını düşünmekteyim.
Bu düşüncelerle, Bakanlıklarımızın bütçelerinin hayırlı olmasını diliyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Badak