Bize göre, Türkiye 2000’li yıllara çevresinde gelişen ticaret hareketinden daha fazla pay alarak girecek. İş adamlarımızın çevre ülkelerde gösterdikleri performans bu gelişmeyi doğrulamaktadır. Ülkemiz, Avrupa ile hızlı gelişen uzakdoğu gibi iki üretim-tüketim merkezi arasındadır. Dünya ticaret hacminin yaklaşık %60’ı bu iki bölgede oluşuyor. Hızla kalkınan Çin ve Hindistan ile, tüketim toplumu olma yolundaki Asya ve Afrika Ülkeleri arasındaki ticaret dengeleri ve ticaret merkezlerinin, gelecek 20-30 yıl içinde değişmesi kaçınılmazdır. Bu coğrafyanın hemen hemen ortasındaki ülkemizin, gerekli tedbirler alındığı takdirde, bu üretim ve tüketim bölgeleri arasındaki önemli bir ticaret merkezi olma şansı vardır.
Türkiye’nin bu işlevi gelişirken, Antalya’nın fuarcılık ve kongreler alanında gelişmesi gerektiğine inanıyoruz. Biz tüccar bir toplum olmadığımızdan, fuarların önemini yeni kavrıyoruz. Almanya, fuarcılığı ayrı bir sektör haline getirmiş, her yıl Hannofer, Düsseldorf, Frankfurt fuarlarından milyarlarca mark kazanmaktadır.
Türkiye’nin coğrafi konumuna uygun olarak, 200 bina yaklaşan konaklama kapasitesi, kara ve deniz ulaşımı, yapılmakta olan çevre havaalanları, yılda yıl da 5 milyon yolcuya hitap edecek modern havaalanı, haberleşme altyapısı, tarihi ve temiz çevresi ile Antalya’nın FUAR ve KONGRE şehri olmak için alt yapısı yeterlidir. 5 bin kişilik kongrelerin düzenlenebilmesi ve ilerleyen yıllarda dünya markalarının burada sergilenebilmesi, döviz kazancının yanında bölge iş adamlarımızın üretim ufkunu ve dünya ile işbirliğini geliştirecektir. Şehrimize uluslar arası ölçülerde fuar ve kongre merkezi kurulması için, bölgemizdeki tüm kuruluşlarla birlikte çalışmaların başlatılması gerektiğine inanıyoruz.
15 Nisan 1994