Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
2009 Merkezi Yönetim Bütçe kanununun 19. maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli Milletvekilleri,
19. madde; özü itibariyle devlet kurum ve kuruluşlarının yatırımları için ihtiyaç duyacağı dış kredileri daha uygun koşullarda alabilmesi veya çıkaracakları borçlanma senetlerine verilecek hazine garantilerinin üst limitini belirlemektedir.
1961 yılından bu yana Kamu yatırımlarının yurtdışı finansmanlarında Hazine garantisi uygulanmakta olup 1992 yılından itibaren ise kurumlarınca karşılanamayan borçların Hazine tarafından ödenmesi uygulaması başlamıştır. Borçların Hazine’ye aşırı yük getirmesiyle, 1998 yılında garantilere üst sınır getirilmiştir. Üst sınır Hükümetlerin politikalarına göre yıllar itibariyle değişiklik göstermiş, 2007 yılında 3 Milyar $, 2008 yılında 2 Milyar $ olmuştur. Eskiden bu yana çoğu belediyemizin kanalizasyon, içmesuyu, raylı sistem gibi yatırımları bu nevi kredilerle yapılmış ve yapılmaktadır.
Bakanlar Kuruluna verilen, Başlangıç ödeneklerinin (276.088.760.474 YTL) %1’ine kadar ikrazen özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç edebilme yetkisiyle ekonomiyi, iç ve dış borcu yönetebilme açısından daha çok enstrüman sağlanmaktadır. (2009 Bütçesi; 263.431.727.154 YTL)
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
2002 yılından bu yana ülkemizde ekonomide istikrarı ve büyümeyi gerçekleştiren politikalar uygulanmakta olduğu hem halkımız hem de siyasi endişe taşımayan uzmanlar tarafından teyit edilmektedir.
AK Parti iktidarları Sosyal Güvenlik açıkları gibi kara deliklere ve başta Eğitim-Sağlık-Ulaşım-Haberleşme ve Tarım sektörlerinde çağı yakalayabilmek için her türlü dönüşüm maliyetlerine rağmen başarılı uygulamalarla bazı reformları ve yeniden yapılanmaları gerçekleştirebilmiştir.
Yapısal kara delikler sebebiyle 2009 yılında da devletin asli fonksiyonları ve yatırımlara bütçenin yaklaşık % 55’i kalmaktadır. Bu tablo; verimliliği öngören yapısal reformlar ve yeniden yapılanmanın gerekliliğini açıkça göstermektedir.
Esasen Garantili veya değil dış borç ihtiyacının bir sebebinin de yapısal verimsizlik olduğu açıktır.
Reformlar ve yeniden yapılanma ihtiyacının diğer ana sebebi son 20 yıldan bu yana Eşyanın kullanım şeklinin değişmesine bağlı olarak dünya ekonomisinde, toplumların yaşama ve düşünme şeklindeki dönüşümdür.
Üretimde, Ulaşımda ve Haberleşmede bilgisayar teknolojisinin kullanımı ülkelerin altyapılarına dayalı mukayeseli avantajları değiştirmiş, Mal ve Hizmetlerin Fayda-Maliyet-Fiyat dengeleri değişmiş, uygulamada SERİ Üretimden KİTLE Üretimine geçilmiştir. Üretim üstünlüğü uzak doğuya kaymıştır. Gelişmeler, toplumların yaşama şeklini etkilemekte, beklentiler değişmekte, ekonomik-sosyal ve idari yapı yeniden şekillenmektedir.
Kitle Üretimiyle; 1980’lere kadar 1.5-2 milyar insanın yoğun olarak yararlandığı mal ve hizmet tüketiminden bugün 4-4.5 milyar insan yararlanıyor, Genel ve sivil kullanım amaçlı mal ve hizmetlere olan kitlesel arz ve talep makul fiyat dengeleriyle tüm toplumlara yayılıyor.
Kitle Haberleşmesiyle; Uydu yayınları, TV, Cep telefonları ve internet ortamıyla bilgisayarlar, ticari ve sivil haberleşmeyi, Mesleki ve sosyal eğitim imkânını sınırsız olarak arttırdı.
Her alanda bilgi sahibi ve “Üniversal” bakışa sahip insan sayısı hızla artıyor. Eskiden ancak büyük şehirlerde bulunan Dünya ile iletişim içinde olan vatandaşları, artık daha küçük yerleşim yerlerinde, ilçelerde görmek mümkün, bu insanların üretime ve yönetime katılma, ülke geleceğini paylaşma arzularına cevap verilmesi gerekiyor. Kalkınma Ajanslarıyla bu potansiyelimiz ülkemizin verimli, sürdürülebilir üretim ve yönetişimi için avantaja dönüştürülmektedir.
Kitle Ulaşımıyla ise, Elektronik cihazlarla donatılan yeni havayolu-demiryolu, kara ve denizyolu araçlarıyla her alanda seyahat sayısı katlanarak arttı. Bu değişime uyum için Hükümetimizin azami tedbirleri almakta olduğu memnuniyetle görülmektedir.
E-Devlet uygulamasında Türkiye; İsviçre, İrlanda, Almanya, Avustralya’yı geride bırakmış, Dünyanın ilk 8. ülkesi konumuna yerleşmiştir.
Dünyamız 1800’lerden itibaren makineleşme yıllarında da benzer dönüşümü yaşadı. O yıllarda eşya Aletten-Makineye değişerek, elle üretimden seri üretime geçildi. O değişimin Ekonomik ve Sosyal alanlarda getirdiği dönüşüm sonucunda 1900’lü yıllarda toplumların idari yapıları da yeniden şekillendi.
Değerli Milletvekilleri,
Küreselleşmenin; Üretimde, Toplum hayatında ve Yönetimde entegrasyonu ve ölçek yaklaşımlarını zorunlu kıldığını, bu bağlamda yabancı ülkelerin ideoloji servisleriyle suni ırkçılık ve ayrımcılık heveslerinin çağa uygun olmadığını özellikle dikkatlere sunmak isterim.
Tarih; eşyadaki değişime kendi kültürü içinde ayak uyduramayan Sektörlerin, Toplumların ve Yönetimlerin çağdışı kalarak dünya üzerindeki iddialarını kaybettiğini gösteren örneklerle doludur.
Yakın tarihimizde, Dokuma Tezgâhlarından-Dokuma Makinelerine geçildiği 1920-1930’lu yıllarda binlerce tezgahtar aile işini kaybetmiş buna karşılık dünya ile yarışan Türk moda tekstil sektörünün temelleri atılmıştır. Bugün ülkemizde özellikle Tarım sektöründe benzer değişimi yaşamaktayız. Bu açıdan değerlendirildiğinde Bütçemizin ülkemizin modern dünya ile entegrasyonu hedefinde önemli adımları gerçekleştirmeye imkan verecek perspektife sahip olduğu görülmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle, 2009 Merkezi Yönetim bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sadık BADAK
Antalya Milletvekili
26.12.2008
00.50