2009 MALİ YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE
KANUNU TASARISI İLE 2007 MALİ YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİNHESAP KANUNU
TASARISI’NIN PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU GÖRÜŞME
TUTANAKLARI
21.11.2008
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.00
BAŞKAN: Sait AÇBA (Afyonkarahisar)
SADIK BADAK (Antalya) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun saygıdeğer üyeleri, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanımızın çok detaylı sunuş konuşmasına teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. Bu kadar detay tabii ki çok faaliyeti aynı zamanda gösteriyor. Buna karşılık çok saygıdeğer milletvekili Sayın Özyürek’in “bütün bu seyahatler amaçsız” demesini de yadırgadığımı ifade etmek isterim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Bütün bu seyahatler değil, büyük kısmı…
SADIK BADAK (Devamla) – Hâlbuki şöyle bir hatırlayacak olursak, Türkiye Avrupa Birliğiyle müzakere yapma kararı aldı. Hemen arkasından İzmir’e, ülkemize World Expo’yu getirmek için büyük bir yarışa girdi. Hemen onun arkasından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici üyeliğine seçilmek için büyük bir yarışa girdi. Burada ifade ediliyor, otuz beş yeni temsilcilik açılma çalışmaları var ve bunların hiçbirisi oturduğu yerde olmuyor. Hepimiz, zaman zaman yakından takip ediyoruz. Bu güzel gelişmeler, Avrupa’da, Orta Doğu’da, Afrika’da, Uzak Doğu’da paktlara girmek, işbirliklerine kabul edilmek, tabii ki oturduğu yerden olmuyor. Seyahatlerin az bile yapıldığını söyleyebiliriz. Sonucunu müzakere edebiliriz, ona saygı duyarız, daha az olmuştur, Afrika’ya daha çok seyahat etmek lazımdır, yahut sonuçlarından istenilen, beklenen neticeler elde edilememiştir, denilebilir, bunlar müzakere edilebilir. Ama Sayın Dışişleri Bakanının, Dışişleri mensuplarının ve Sayın Başbakanın, Sayın Cumhurbaşkanının “haritayı önlerine açıyorlar, canlarının istediği yere gidiyorlar” şeklinde değerlendirilmesi en azından haksızlıktır. Bunu ifade etmek isterim.
Dün tekstil sektörünün ülkemizde sektör önderlerinden değerli bir iş adamının ifadelerini hepimiz memnuniyetle dinledik. “Ülkemizi bir alışveriş ülkesi hâline getirmek için kampanya başlatmak istiyoruz.” demişti ve ilave ediyor, iki saat uçuşla, Türkiye’nin iki saat çevresinde uçakla iki saat çevresinde 400 milyon insan yaşıyor, bu insanların Türkiye’deki mağazalardan, Türkiye’deki şehirlere gelerek alışveriş etmesini sağlayacak kampanyalar açmak istiyoruz diyor. Bu iş adamına, bu sektör önderine bu sözleri söyletebilen, bu kampanyayı açtıran AK PARTİ hükûmetlerinin son beş altı yılda uyguladığı barış politikaları sayesindedir. Çevre ülkelerle izlediği barış politikaları ve kurduğu iyi ilişkiler sayesindedir. Biraz önce Sayın Bakanın sunuşunda da ifade ettiği gibi Afrika’da, Orta Doğu’da Türk cumhuriyetlerinde, Rusya’da ve Avrupa ülkelerinde meydana gelen ülkemiz lehine olumlu gelişmeler sayesindedir. Ben bütün bu başarılı çalışmalar sebebiyle Sayın Bakana ve Bakanlık mensuplarına teşekkür etmek istiyorum.
Efendim, bu ülkemizin dünya ülkeleri arasında artan önemi ve Dışişleri Bakanlığının uygulamak zorunda olduğu yeni etkin politikalarından bir araç, yeni bir mekanizma önermek istiyorum. Türkiye’nin politikalarını, Dışişleri Bakanlığının bunu daha çok kullanacağını, daha çok ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için burada ifade etmek isterim: İngilizce yedi gün yirmi dört saat yayın yapacak bir televizyon kanalına ülkemizin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Böyle bir televizyon kanalının dünyadaki etkileri on beş yıl önce görülmeye başladı Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra CNN İnternaitonal’ın uluslararası yayın cihazlarını kullanmak suretiyle bütün dünyada kolaylıkla izlenen yayınları, daha sonra diğer ülkeler tarafından da benimsendi, taklit edildi, takip ediliyor. Bunu takip eden ülkeleri biliyoruz, Almanya’nın kanallarını biliyoruz. Daha sonra Çin böyle bir kanal kurdu, Rusya üç yıl önce böyle bir kanal kurdu. El Cezire iki yıl önce böyle bir kanal kurdu. Mısır’ın böyle bir kanalı var, İran’ın birkaç tane kanalı var, Dubai’nin kanalı var, Yunanistan da “Greece Business” diye birkaç yıl önce böyle bir kanal kurdu. Türkiye’nin rekabet etmekte olduğu, yarıştığı ülkeler bunları kurduğuna göre, en azından böyle bir mantıkla, ülkemizin de böyle bir televizyon kanalına ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.
Dışişleri Bakanlığımızın politikalarının alt yapılarının hazırlanmasında daha etkin olarak uygulanmasında önemli bir araç olabileceğini düşünüyorum. Tabii ki böyle bir televizyon kanalı sadece Dışişleri Bakanlığının değil bütün bakanlıklarımızın, ülkemizdeki ürünlerin, kültürel değerlerimizin, turizm değerlerimizin tanıtılmasında da önemli bir rol oynayabilecektir. Bu konuda görüştüğümüz uzmanlar böyle bir kanalın hitap ettiği ülkelerde aynı zamanda o ülkelerin diliyle alt yazı geçirmek suretiyle o İngilizce bilmeyen halka da, halklara da bizim kültürümüzün veya ülke imajımızın yükselmesi açısından olumlu neticeler elde edilebileceğini ifade etmekteler. Tabii ki, bu, ilgili devlet bakanlığının ve TRT’nin özellikle üzerinde durması gereken bir konu. Fakat, Bakanlığınızın özellikle böyle bir ihtiyaç belirtmesinin önemli olduğunu düşünmekteyim, o sebeple size belirtmek isterim. Tabii ki Sanayi Bakanlığının, tabii ki Kültür Turizm Bakanlığının, tabii ki Dış Ticaret Müsteşarlığının da böyle bir kanaldan kendi bakanlık faaliyetleri içerisinde ve ülkemizin genel menfaatleri doğrultusunda ticari ve siyasi, sosyal faaliyetleri doğrultusunda çıkarları olacaktır.
Sunumda da var, Sayın Bakanımız da ifade etti, değerli komisyon üyeleri de ifade etti, Dışişleri Bakanlığı çalışanlarının özlük haklarında ve gelirlerinde iyileştirme yapılması gerektiğine ben de iştirak ediyorum. Yurt dışında ziyaret ettiğimiz elçiliklerde değerli mensupların cansiperane çalışmakta olduklarını yakinen biliyorum. Bu konuda adım atılmasında fayda olduğu kanaatindeyim.
Bu vesileyle Dışişleri Bakanlığı bütçesinin Bakanlığa ve ülkemize hayırlı olmasını diler, saygılar sunarım.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.