2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI
İLE
2010 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİNHESAP KANUNU TASARISI
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI
BAŞKAN: Lütfi ELVAN (Karaman)
BAŞKAN VEKİLİ: Süreyya Sadi BİLGİÇ (Isparta)
SÖZCÜ : Ahmet ÖKSÜZKAYA (Kayseri)
KÂTİP : Vedat DEMİRÖZ (Bitlis)
14.11.2011
İÇİNDEKİLER
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
T B M M
Tutanak Müdürlüğü
Tarih : Grup : Giriş: Sayfa : 23
Sayın Badak, buyurun lütfen.
SADIK BADAK (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Dışişleri Bakanımız, değerli komisyon üyesi arkadaşlarım; Dışişleri Bakanlığının değerli mensupları, basın kuruluşlarının değerli temsilcileri; sözlerime başlarken sizleri saygıyla selamlıyorum.
Yine, sözlerime başlamadan önce yakın zamanda yaşadığımız depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve basın mensuplarına Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar temenni ediyorum.
Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; son derece önemli bir Bakanlığımızın bütçelerini müzakere ediyoruz. Konunun uzmanı olan arkadaşlarımız teknik düzeyde ve genel olarak da komisyon üyelerimiz siyasi düzeyde müzakerelerde bulunuyorlar. Doğrusu, ben kendi açımdan Dışişleri Bakanlığımızın son yıllarda yürütmekte olduğu politikaları gerek çevre ülkelerimiz açısından gerekse Asya, Güneydoğu Asya, Afrika ve Güney Amerika, Latin Amerika ülkelerinde meydana getirilen yeni politikaları son derece olumlu bulduğumuzu ifade etmek isterim. Özellikle Güney Amerika ve Afrika üzerinde geliştirilen stratejiler ülkemizin orta ve uzun vadede dünya politikasında daha etkin rol alma stratejilerine son derece uygundur. Nitekim, ekonomik açıdan da bunun sonuç vermeye başladığını rakamlarla görüyoruz. Latin Amerika ülkeleriyle yaklaşık yedi sekiz yıl önce 1 milyar düzeyinde olan ticaretimiz bugün 6 milyar dolarlara ulaşmış bulunuyor.
Keza yine Afrika’da gerçekleştirilmekte olan yeni büyükelçiliklerin, ülkemizin konumu da değerlendirildiğinde, son derece isabetli adımlar olduğunu kabul etmemiz lazım. Esasen Afrika son yirmi yıl, son otuz yıl içerisinde marjinalleşme konumundaydı, gelişen Batı Amerika, gelişen Avrupa ve Asya karşısında tanımlanamaz bir yerdeydi. Hindistan ve Çin arkasından, Türkiye’nin Afrika’da yapılanmaya başlaması Afrika’nın bu marjinalleşme ortamını ortadan kaldırmıştır ve Türkiye için ciddi bir partner bölge hâline getirmiştir. Bu Afrika açısından da son derece önemlidir. Nitekim Afrika birliğinin bunu fark ederek Türkiye’yle 2008 yılında iş birliğine başlaması da 2008 yılına kadar ülkemizin izlediği ciddi ekonomik ve siyasal yurt içi ve yurt dışı politikaların doğru olduğunu gösteren bir göstergedir. Dışişleri Bakanlığımız da 2008 yılından bu yana Afrika’da ciddi şekilde yapılanarak bu olumlu talebe tepki vermektedir. Ben kendilerini, Dışişleri Bakanımızın şahsında kutluyorum. Üstelik, Dışişleri Bakanlığımız bütün bu çalışmaları toplam 5.714 gibi mütevazı sayılabilecek -eş değer faaliyetleri, operasyonları yapan ülkelerin kadrolarına baktığımızda- bir kadroyla gerçekleştirmektedir. Burada özverinin ön plana çıktığını görmekteyiz. Bu özveriyle çalışan Bakanlık mensuplarına huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum.
Yine, Bakanlığın mevcut imkân ve bütçe çerçevesinde önümüzdeki yılda altmış ülkenin düşünce kuruluşlarıyla temasa geçmeyi planladığını, otuz dokuz süreli yayına üyelik planlamakta olduğunu öğreniyoruz. Bunların önemine temas etmek istiyorum.
Ayrıca, bir müddettir yapılmakta olan uluslararası genç diplomatlar eğitimlerinin, altmış ülkeden katılan bu eğitimlerin ülkemize orta ve uzun vadede sağlayacağı faydaların yüksek olacağı kanaatindeyim.
Burada bir temennimi ifade etmek isterim. Eğitime alınan bu diplomatların Ankara ve İstanbul’da özellikle ülkemizi tanımalarının sağlandığı ifade ediliyor. Önümüzdeki yıllarda Anadolu’da büyümekte olan Bursa, Konya, Kayseri, Gaziantep gibi, tabii İzmir ve Antalya’nın da içinde olduğu yeni illerin de bu genç uluslararası diplomatlara tanıtılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.
Burada özellikle bir teşekkürümü Antalyalı olarak ifade etmek isterim. Antalya 2016 yılında ülkemizin ilk WORLDEXPO organizasyonunu yapmaya hazırlanıyor. Bu çalışmaya 2005 yılında ön hazırlıklarına başladık, 2008 yılında da kurumsal olarak başladık. Tabii Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın ve Sayın Dışişleri Bakanımızın ciddi bireysel ve kurumsal destekleriyle bu adımlarımızı sonuca doğru getirmek üzereyiz. Bugüne kadar otuz altı kurumsal çalışma yapılmış; 2008 Temmuz ayından bu yana otuz altı kurumsal çalışma yapılmış, otuz yedincisi gelecek hafta çarşamba günü -23 Kasım Çarşamba günü- Paris’te tek aday olarak katıldığımız BIE nezdinde bir oylamayla sonuçlanacak.
Bu oylamayı hatırlatmak isterim. 2008 yılında İzmir ilimizin EXPO adaylığının oylanıp kaybedildiği oylamadır. İnşallah, Antalya buraya tek aday olarak giriyor ve o gün Türkiye’nin 2016 yılında gerçekleştireceği ilk WORLDEXPO’nun şehri olarak, ilk şehri olarak çıkacak. Buradaki katkılarından dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ve Dışişleri Bakanımıza özellikle teşekkür etmek istiyorum.
Dikkatimizi çeken bir husus var. Bu çalışmalarda Yurtdışı Tanıtım ve Kültür İşleri Genel Müdürlüğünün daha aktif olmasını beklemekteydik. Ben İzmir ilimizin çalışmalarına sağladıkları yüksek katkıları tabii ki övgüyle takip ediyorum ama benzer bir katkının Antalya World EXPO çalışmasına da sağlanmasını Genel Müdürlükten beklediğimizi ifade etmek isterim. Bunu şunun için ifade ediyorum: Önümüzdeki dönem, bizim son derece yoğun tanıtma faaliyetlerine katılmamız gereken, özellikle yurt dışında yoğun tanıtma faaliyetleri yapmamız gereken bir dönem olacak. World EXPO 2016’da yüz ülkenin bahçe açmasını beklemekteyiz. Her ne kadar lider bakanlık, operasyonu fiziken gerçekleştirecek bakanlık Tarım ve Gıda Bakanlığı olsa da yurt dışı ilişkilerin sürdürülmesi ve sonuçlandırılması açısından Dışişleri Bakanlığımız ve Yurtdışı Tanıtım ve Kültür İşleri Genel Müdürlüğünün taşıdığı önem açıktır. Dolayısıyla projenin ülkemiz lehine başarıyla sonuçlanabilmesinde ilgili Genel Müdürlüğün kilit rol oynayacak genel müdürlüklerden olduğu kanaatindeyim.
Bu World EXPO İzmir’in düzenleyeceği Evrensel WORLDEXPO’dan tema itibarıyla farklıdır. Tarımsal bir WORLDEXPO’dur. A1 kategorisindedir. Aynı kategoridedir. A1, A2, B1, B2 kategoriler vardır EXPO’da. Aynı İzmir’in düzenleyeceği WORLDEXPO’yla aynı kategoridedir, altı ay açık kalacaktır. Bir farkı, İzmir’in düzenleyeceği Evrensel World EXPO, tamamlandıktan sonra kapanıp dağılır. Bütün dünyadaki uygulamaları böyledir. Hannover’de 2000 yılında yapılan WORLDEXPO’dan sonra orası şu anda boş beklemektedir. Keza 2005 yılında Japonya’da yapılan WORLDEXPO’dan sonra -Nagoya’da yapıldı- o alan tamamen dağıtıldı ve orman yapıldı. Antalya’daki aksine, çok uzun yıllar temalı park olarak ülke turizmine döviz kazandırıcı faaliyetlere devam edecektir.
Biz ayrıca, dünyadaki örtü altı üretiminde elde ettiğimiz başarı itibarıyla bu EXPO sürecinde üniversitelerimizde, laboratuvarlarda, firmalarımızın ARGE çalışmalarında sağlanacak yeni türlerle, yeni tarımsal türlerle ülkemizin dünyadaki tarım alanında rekabet avantajının artırılacağını düşünmekteyiz. Bu itibarla sadece buna bir exhibition, bir sergi değil, ilerleyen yıllarda ülke tarımına, ülke ihracatına katkı sağlayan bir organizasyon olarak bakmaktayız.
Değerli muhalefet temsilcileri bu yeni açılmakta olan yurt dışı temsilciliklerin, büyükelçiliklerin, yurt dışındaki bu geniş kapsamlı faaliyetlerin hangi ekonomik altyapıyla sonuçlandırılacağını ve ülkeye fayda sağlayacağını bir iki sektör, tekstli gibi, otomotiv gibi sektörlerle mi bu rekabetimizi sürdüreceğimizi ifade ettiler.
Bu görüşe katılamıyoruz. Artık dünyada sadece tekstil ve otomobil değil, kişisel ürünlerden ev ürünlerine, otomobil ürünlerinden bahçe ürünlerine kadar son derece geniş bir üretim ve tüketim yelpazesi vardır. Türk ekonomisi de bu geniş üretim ve tüketim yelpazesi içerisinde yerini almıştır. Nitekim, 130 milyar doları aşan ihracatımız içerisinde en önemli kalemleri bugün otomobil ve tekstil ihtiva etmekle beraber…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SADIK BADAK (Devamla) – Bir iki dakika verebilirseniz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurun.
YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) – Ne kadarı ithalata bağlı?
SADIK BADAK (Devamla) – Efendim, ithale bağlı olmayanlar da var. Bugün gözlükten ayakkabıya, mobilyadan ev eşyalarına kadar vitrifiye malzemelerine kadar dünyayla rekabet eden elliye yakın önemli konuda ihracat kalemimiz oluştu. Özellikle Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ekonomi Bakanlığı bu konuda çok yoğun çalışmalar yapmakta, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu konuda çok ciddi ARGE destekleri sağlamakta. Sadece bir iki sektörde değil, Türkiye elliye yakın sektörde dünyada ciddi rekabet avantajı kazanmış bulunuyor. Bu elliye yakın sektörü dünyada elli bine yakın firmamız bire bir rekabet ederek dünya pazarlarına sunuyor. Tabii ki hedefimiz bu elli bin rakamını yüz bine çıkarmaktır.
Biz Dışişleri Bakanlığının çalışmalarına, raporlarına, raporlarının sonuç bölümüne “Bu ülkeyle ticaretimiz şu kadardı, yaptığımız çalışmalarla şu noktaya erişmiştir.” rakamlarının, ifadelerinin, cümlelerinin konuşmasını da dış politikamızda, Dışişleri Bakanlığımızın uygulamalarında meydana gelen pozitif bir politika değişikliği olarak görmekteyiz. Sadece yurt dışı temsilciliklerinin faaliyetlerinin diplomatik çalışmalarla, alanla sınırlı olmadığını, bugün AK PARTİ İktidarının getirdiği vizyon değişikliğiyle Dışişleri Bakanlığımızın yurt dışı faaliyetlerinin aynı zamanda ülkemize sağlanacak ekonomik faydalarla da bağ kurulmaya başlandığını gösteren olumlu göstergeler olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle Dışişleri Bakanlığımızın 2012 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçenlere, Sayın Bakanımızın şahsında teşekkürlerimi sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Badak.