2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2009 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonu Görüşme Tutanakları
– KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI
– Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü
– Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü
23 Kasım 2010 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.07
BAŞKAN: Mehmet Mustafa AÇIKALIN (Sivas)
BAŞKAN VEKİLİ: Recai BERBER (Manisa)
SÖZCÜ: Hasan Fehmi KİNAY (Kütahya)
KÂTİP: Süreyya Sadi BİLGİÇ (Isparta
Sayın Badak…
SADIK BADAK (Antalya) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar, Sayın Bakanım, bakanlıklarımızın çok değerli bürokratları, sayın basın mensupları, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanımızın çok kapsamlı bir sunumu oldu. Hemen her başlık altında çok çeşitli çalışmaların sürdürülmekte olduğunu görüyoruz. Bu çalışmalar içerisinde ve o sırayla birkaç hususa temas etmek istiyorum. Öncelikle müzelerimizin modernleştirilmesi ve tanıtılması, daha çok ziyaretçiye açılması konusunda gösterdikleri başarılı çalışmalardan dolayı kendisine ve bürokratlara teşekkür etmek istiyorum.
Son yıllarda bu alanda örnek olabilecek bir kamu-özel sektör iş birliği modeli geliştirildiği kanaatindeyim. Gerek ziyaretçilerin artırılması açısından gerek müzelerin gündeme taşınması açısından 2 milyon kart satılmış olması çok dikkat çekici bir husus. Keza ziyaretçi artırılmasıyla beraber işletme modelinin, müzelerdeki satış noktalarının modernleştirilmesi, burada bir kahve içmek isteyen, istirahat etmek isteyen ziyaretçiler için modern mekânlar kazandırılması hepimizin çok uzun yıllardır özlemle beklediği gelişmelerdi. Bu gelişmeler sebebiyle teşekkür etmek istiyorum. Bu modelin çok uzun yıllardır el atılamamış, Termessos gibi tarihî yerlerin ülkeye kazandırılması noktasında da taşınabilmesini temenni ediyorum. Efes gibi, Perge gibi, Termessos gibi böyle bir kamu-özel sektör iş birliğiyle sektöre, ülkemize kazandırılabileceği kanaatindeyim.
Yine, Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü takdire şayan çalışmalar yapıyor. Belgesel televizyon, belgesel TV, arşivde kalmış 2.200’ün üzerindeki o filmleri dijital ortama aktarıyor olması, ayrıca yaptığı çalışmalarla bine yakın filmin burada hemen bilgisayara girince izlenebilecek olması filmin, sinemanın ülkemizde yaygınlaşması açısından önem arz ediyor.
Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü film yapımlarına destek oluyor, festivallere destek oluyor. Bunlar tabii çok olumlu gelişmeler. Geçen yıl katma değer vergisinin iadesi konusunda bir kanun çıkarıldı. Maliye Bakanlığının bu konudaki olumlu katkılarını tabii burada ifade etmemiz lazım. Yabancı firmaların Türkiye’de çekeceği filmlerden doğan katma değer vergisinin bir ihracat kabul edilerek iadesi. Fakat kanunun işlemediğini görüyoruz. Eğer hukuki engeller veya yeni yapılması gereken hukuki düzenlemeler varsa bunun bu dönemde yapılmasını temenni ediyorum. Komisyon olarak, eminim, arkadaşlarımız da gereken katkıyı göstereceklerdir.
Sinemanın ülkemizde gelişmesi ve özellikle film çekiminin Anadolu illerine yaygınlaşması açısından bir hususu dikkate sunmak istiyorum. Film çekiminin yoğun olduğu kentlerde -dünyada- sivil toplum kuruluşu anlayışında, gönüllü kuruluşlar anlayışında kurulmuş film konseyleri var, İstanbul film konseyi gibi, Ankara film konseyi gibi, Berlin, Tokyo Film Konseyi gibi. Türkiye’de çok amatör anlamda henüz İstanbul ve Antalya’da film konseyi kurulma denemeleri var. Benim temennim, bu konunun ülkemizdeki diğer şehirlere de yaygınlaştırılması. Pek çok film festivali yapılıyor fakat bunlardan Sayın Genel Müdürün verdiği bilgiye göre on tanesi yarışmalı festival, Altın Portakal gibi, Altın Koza gibi, Ankara, Bursa gibi bu on şehirde sivil toplum kuruluşu, gönüllü kuruluş anlamında o şehir film konseyi kurulmasının Bakanlık tarafından, Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü tarafından teşvik edilebileceği kanaatindeyim. Belki bunun nasıl çalıştığı hususunda dünyadaki örnek modellerin anlatılacağı bir sempozyum düzenlenebilir. Ben şöyle bir teklifte bulunabilirim, bulunmak arzu ederim, bundan büyük onur duyarım: Antalya Kent Konseyi olarak Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğüyle beraber Antalya’da önümüzdeki dönemde film konseylerinin çalışması ve dünyadan örnek modeller diye bir panel, bir sempozyum belki yapabiliriz. Türkiye’deki diğer film yarışması düzenleyen şehirlerin yetkililerini de çağırıp bunu belki ülkemizde tanıtabiliriz fakat bir kamu kurumunun bu konuya öncülük etmesi gerektiği kanaatindeyim.
Efendim, turizm yatırımlarımız ve turizmdeki faaliyetler son derece çeşitleniyor. Turizm çeşitlendirmesi konusunda Bakanlığımızın, ilgili genel müdürlüklerin yaptığı çalışmalar zaten övgünün ötesinde kendini gösteriyor. Neredeyse bu yedi sekiz yılda 2 katı artan, hem gelir bazında hem misafir, yolcu bazında bir artış söz konusu. Bu trendin önümüzdeki dönemde devam edeceğini görüyoruz.
Bu çerçevede birkaç başlığa temas etmek istiyorum. Turizm yatırımları konusunda, spor turizmi yatırımları konusunda Bakanlığın Yatırımlar Genel Müdürlüğünün biraz daha konuya girmesi mümkün olabilir mi? Geçen hafta burada Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bütçesini müzakere ettik. Orada Sayın Bakanımızın ifadesinden memnuniyetle öğrendik ki her iki bakanlık arasında bir iş birliği başlamış ve spor turizmi konusunda bir çalışma komitesi kurulmuş. Bunun son derece önemli olduğu kanaatindeyim fakat sporun turizm ayağı açısından gerek Yatırımlar Genel Müdürlüğünün tecrübesinin gerek Tanıtma Genel Müdürlüğünün tecrübesinin bu konuya biraz daha fazla aktarılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Ülkemizdeki spor turizmi potansiyeli olan ilçelerin belirlenmesiyle burada yapılacak yatırımlardaki niteliklere, turizm yatırımları niteliklerinin kazandırılması gerektiği kanaatindeyim. Bunlardan bir kısmı tabii ki Antalya’nın ilçeleri olabilir. Mesela Serik’te güreş eğitim tesisleri kurulabilir, bizim ata sporumuz. Serik bunun için potansiyeli olan ilçelerimizden birisi. Tabii ki Edirne de bunların arasında. Türkiye’de pek çok ilçemiz var güreş bakımından potansiyel arz eden. Keza bisiklet bakımından potansiyel arz eden ilçelerimiz var. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü veledrom yapımını şimdi Alanya’da gündeme getiriyor. Futbol konusunda, dünyada, basketbol konusunda potansiyel arz eden ilçelerimiz var. Fakat bu tesislerdeki projelendirmenin özellikle oyun alanıyla beraber onun arka planındaki fuaye, efendim, bekleme alanları gibi salonlardaki turizm standartlarının Yatırımlar Genel Müdürlüğünün tecrübesiyle zenginleşeceği kanaatindeyim.
Sağlık turizmi konusunda yapılmakta olan çalışmaları fevkalade olumlu takip ediyoruz. Sağlık turizmi konusunda Türkiye’de henüz bir fuarımız var, Antalya’daki Hetex Sağlık Turizmi Fuarı. Bakanlığın bu konuyu, Tanıtma Genel Müdürlüğünün biraz daha desteğini almasını, himayesine almasını sağlık turizminin Türkiye’de gelişmesi açısından önemli olduğu kanaatindeyim.
Fuarlar konusu açılmışken Van’da bu yıl Van Özel İdaresi ve oradaki kuruluşlarla Kültür ve Turizm Bakanlığının bir turizm fuarı organize etmesini fevkalade önemli bir işaret olarak görüyorum. Van, Orta Doğu’nun çevresiyle beraber bir turizm merkezi olabilecek niteliktedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Badak, ilave süre veriyorum, buyurun.
SADIK BADAK (Devamla) – Teşekkür ederim.
İlk defa yapılmış olması son derece dikkat çekici, son derece övgüye değer.
Sayın Bakanımız Ergezen’in ifade ettiği Ahlat’ın da içinde bulunduğu Tatvan, Bitlis’le beraber Van Gölü’nün çevresindeki bu yerleşim merkezleri son derece önemli, çok çeşitli açıdan turizm potansiyelleri arz etmekte. Doğrusu bizim kültürümüzde teşbihte hata olmaz diye bir güzel tabir vardır. Ben bu bakımdan, dünya Türklüğü açısından Orhun Kitabelerinin bulunduğu mekân neyi ifade ediyorsa Anadolu Türklüğü açısından da 20’nci yüzyılda Çanakkale’nin, 11’inci yüzyılda da Ahlat’ın bunu ifade ettiği kanaatindeyim. Bu bakımdan, o bölgede Muş’u da, Ağrı’yı da içine alan bir turizm bölgesi oluşturulmasını son derece önemli buluyorum ve Bakanlığın bu konudaki attığı adımlara teşekkür ediyorum.
Mağara turizminden çalışmalarda bahsediliyor. Bir noktayı burada dikkate sunmak istiyorum. İbradı’da Altınbeşik Mağarası var, dünyaca ünlü, iki katlı, içinde gölleri bulunan Altınbeşik Mağarası. Burası millî park kapsamında. Millî Parklar Genel Müdürlüğünün kaynaklarıyla uzun evreli gelişim planı yapılmakta. Ayrıca özel idare imkânlarıyla da yolu yapıldı. Şu anda turizme hazır durumda. Gerek Yatırımlar Genel Müdürlüğü gerek Tanıtma Genel Müdürlüğü Oymapınar turizm alanıyla beraber bu İbradı Altınbeşik Mağarası’nı bir bütün içerisinde değerlendirirse orada yeni bir turizm destinasyonu kazandırılabilir. Bizim Bisiklet Federasyonuyla mağarayı bu yıl tanıtım için bir bisiklet turu düzenleme düşüncemiz var. Bakanlığın bu konuda bir katkısı olursa mutlu oluruz mağara turizmi açısından.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Badak…
SADIK BADAK (Devamla) – Bir beş dakika daha mümkünse…
BAŞKAN – Hayır ama şimdi ara vereceğiz, onun için. On üç dakika oldu.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Verelim Sayın Başkanım. Sadık Bey gayet güzel konuşuyor, dinleyelim.
BAŞKAN – Tamam, buyurun.
SADIK BADAK (Devamla) – Teşekkür ederim.
Efendim, temalı park ülkemizde yok. Henüz Türkiye bir temalı parka kavuşamadı. Ankara çaba gösteriyor, İzmir çaba gösteriyor, İstanbul çaba gösteriyor. Küçük küçük denemeler var. Antalya’nın ciddi iki teşebbüsü var. Birisi world expo 2016. Temalı park diyorum çünkü Antalya’nın talip olduğu tarımsal temalı bir park. Altı ay süre bittikten sonra çok uzun yıllar, elli altmış yıl gezilebilecek çiçek temalı bir park olacak. Ayrıca Manavgat civarında Millî Parklar Genel Müdürlüğüyle geliştirilmeye çalışılan bir kontrollü safari park projesi var. Belki 150-200 hektar alanda. Bu konuyu Yatırımlar Genel Müdürlüğümüzle görüştük fakat bizim hukukumuzda, mevzuatımızda vahşi hayvanların bir sergi ortamında temalı parkta toplanmasıyla ilgili ve böyle bir alanın işletilmesiyle ilgili hükümler yok ne yazık ki, ne Millî Parklarda ne Turizm Bakanlığı mevzuatında yok. Bu konuda Millî Parklarla, Çevre Orman Bakanlığıyla iş birliği yapılmasını temenni ediyorum. Türkiye’de iklim açısından, eksiye düşmemesi açısından, şubat ayında, en soğuk olduğu günlerde hava sıcaklığı eksiye düşmediği için Manavgat civarında bunun yapılabileceği öngörülüyor fakat bakanlıkların bu konuda iş birliğine öncelikle mevzuat açısından ihtiyacımız var.
Efendim, tanıtım tabii her şeyin başı. Bütün eserleri yapıyorsunuz, milyon dolarları yatırıyorsunuz, eğer müşteri gelmezse bir şey ifade etmiyor. Tanıtım Genel Müdürlüğümüzün son yıllardaki başarılı çalışmaları sonucunu gösteriyor. Bu yıl 150’ye yakın fuara iştirak edecek. Bunları alkışlamamız lazım fakat bu gelişmekte olan pazar, bu artmakta olan müşterilere… Müşterinin sayısı kadar bütçesinin artmadığını görüyoruz. Biz Tanıtma Genel Müdürlüğünün bütçesinin eğer Komisyon üyelerimiz uygun görürse, Sayın Başkanımız uygun görürse bir 25-30 milyon lira daha artırılmasının turizmin geliştirilmesi açısından önemli olduğu kanaatindeyim.
Efendim, şimdi, bazı sektörlerde tanıtım yaparsınız, bu üç beş yıl içerisinde geri döner, on yıl içerisinde geri döner fakat turizmde yaptığınız tanıtım kısa dönemde, bir sezon sonra geri dönüyor. Bu bakımdan, Sayın Hocam da buna temas etti konuşmasında, böyle bir hususu Komisyonumuzun takdirine sunmak istiyorum. Pek çok gerekçe var. Bir kere Bakanlık son yıllarda yeni temsilcilikler açtı başka ülkelerde. Ayrıca Dışişleri Bakanlığımız da yeni büyükelçilikler ve temsilcilikler açıyor Güney Amerika dâhil. Dış Ticaret Müsteşarlığımızın yapmakta olduğu yurt dışı tanıtımlar var. Ayrıca Türk Hava Yolları yeni noktalara uçuyor. Türk Hava Yollarının uçtuğu her yeni noktada mutlaka bizim turizm tanıtımı yapmamız lazım. Bu bakımdan da Tanıtma Genel Müdürlüğünün bütçesinin artırılmasına ihtiyaç olduğu kanaatindeyim.
Otellerin tanıtım çalışmalarına Bakanlığın yüzde 50 nispetinde destek verecek olması tanıtımda verimliliği artıracak bir unsurdur. Bunun geç kalmış bile olduğunu düşünüyoruz. Bunu da doğru bir çalışma olarak görmekteyiz.
Çok önemli bir konu, tur operatörlerinin destekleneceği konusunda bir ifade var sunumunuzda. Bu, ülkemizde turizmin sürdürülebilmesi, beklediğimiz 40-50-60 milyon turiste ulaşabilmek için çok stratejik bir konu olduğunu görüyoruz. Yeni pazarlara, Pakistan, Hindistan, Uzak Doğu pazarları için tur operatörlerimiz var. Bizim geleneksel pazarlarımız…
BAŞKAN – Sayın Badak, çok affedersiniz, bir arkadaşımıza daha söz vereceğiz. Daha sonra 14.30’a kadar ara vereceğiz. Biliyorsunuz, bir de Sağlık Bakanlığı var.
SADIK BADAK (Devamla) – Tamam, hemen bitiriyorum.
Geleneksel pazarlarımızdaki operatörlerimizi de zaman zaman kaybediyoruz. Bunlardan bir tanesi geçtiğimiz sezonda satıldı. Gerek onları korumak gerek yeni pazarlarda yeni yerli tur operatörlerini desteklemek açısından nasıl bir çalışma yapıldığını, bu konuda nasıl adımlar atılacağını merak ediyoruz. Yapılmakta olan çalışmalara teşekkür ediyorum.
Sektörün bir dileğini ifade edip sözlerimi tamamlamak istiyorum. Artık Türkiye de ciddi sayıda turist gönderen ülkeler arasında. Fakat acentelerin çok farklı farklı sözleşmeler yapmakta olduğu kulağımıza geliyor. Onların bir tek tip sözleşmede toplanması temenni ediliyor.
Bu düşüncelerle Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Badak.
Şimdi, on dakika olmak üzere soru faslını açıyorum. Söz talep edenlere soru formatında olmak üzere suallerini Sayın Bakana yöneltmelerini rica ediyorum.
Buyurun Sayın Badak.
SORULAR VE CEVAPLAR
SADIK BADAK (Antalya) – Bir hususu sormak istiyorum: Yatırımlar konusunda, konaklama yatırımları konusunda oldukça mesafe alındı. Fakat hep konuşuluyor bu Mersin’den İzmir’e kadar ikinci konutlar var, bir de kamu tesisleri var. Ben ikinci konutlar üzerinde durmak istiyorum. Pek çok kurum bunu dile getiriyor zaman zaman. Bunlar, ikinci konutlar turizme kazandırılmalı yahut satılmalı yahut başka bir şekilde kullanılmalı diye. Fakat hiçbir kurum bugüne kadar bu konuda bir gelişme sağlayamadı. Doğrusu acaba, Kültür ve Turizm Bakanlığı bunun envanterini yapabilir mi, böyle bir düşüncesi var mı? Bu envanteri takiben buralar satış yoluyla veya devre mülk yoluyla, bizim pazarlarımızdaki hedef kitlelere devre mülk yoluyla pazarlanabilir mi? O da ciddi bir turizm potansiyeli çünkü. Devre mülk de ciddi bir, kalıcı turizm potansiyeli, bir turizm çeşidi. Bunun hukukunun olmadığını -Başkanımızla da dün, Sayın Komisyon Başkanımızla da müzakere etmiştik- hukukunun oluşması yönünde acaba Bakanlık bir çalışma yapabilir mi?
Teşekkür ederim.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul) –Sayın Badak, ikinci konutlar ve kamu tesislerinin turizme kazandırılması gibi Türkiye turizminin önünde şu anda bir engel gibi duran bir alana işaret etti. Geçen yıl önemli bir turizm işletmemiz, Türkiye’de ve bölge ülkelerinde işletmecilik yapan bir firmamız bir yarışma konusu açmıştı. Her yıl bir ödül veriyor. Geçen yılki konu ikinci konutların turizme kazandırılmasıydı, bir proje vardı bu konuda. Bu konuda arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Sizin söylediğiniz gibi şu anda hukuku yok bu alanın. Özel mülkiyet konusu. Aşağı yukarı hepimizin bir yerde yılın on ayı atıl kalan birer yazlığı var, birer site mensubuyuz çoğumuz ve bu, aslında geçmiş yıllara, bize turizm gibi gelirken şimdi turizmin önünde bir engel olarak görülüyor. Burayı devre mülk sistemiyle veya başka tatil köyü gibi bir modelle turizme, tabii tümünü olmaz ama hiç olmazsa atıl kalan ve gönüllü bir iş birliğinin oluşturulabileceği alanlarda yeni bir yapıya dönüştürmek gerekiyor. Bunu Mersin’den bakınca, biraz Antalya bu konuda kendini kurtarmış gibi gözüküyor ama Mersin’den ve İzmir’den bakınca bunu çok görmek mümkün hatta Mersin’in ve İzmir’in o olağanüstü tarih ve doğa potansiyeline rağmen turizminin geri kalmasının altındaki temel nedenlerden birisi olarak buna işaret etmek mümkün gerçekten.